11 Nisan 2011 Pazartesi

cumartesi

çok mühim görevi de az önce yerine getirdim. kendimi birşey zannetmeme yol açtı bu durum acilen kurtulmalıyım. aslında bilerek onları seçtim, hoca bizi araziye salınca uygulayın bakalım bugün öğrendiklerimizi diye, Sultanahmet'teki o kalabalıkta fotoğrafının çekilmesini hoş karşılayabilecek kim olabilir. tabiki sürekli birbirinin fotoğrafını çeken, kollarını havaya havaya kaldırıp koca suratlı yapışık kafa fotoğrafı çekip tutturamayıp tekrar tekrar deneyen iki kız. gözlemimi seveyim.

gönderdiğim fotoğrafları şuan profil resimleri olmuştur bile. sevinmişler midir acaba? ben olsam sevinirdim pek de hoşuma giderdi hem. o yüzden sanırım, onları mutlu ettim diye kendimi de mutlu ettim, sonra havaya girdim işte.

fotoğraf kursunun ilk yazısı fotoğrafsız oldu, zira konu portre olunca sınıf arkadaşlarımı burada ifşa etmek bana düşmez.

kursun ilk dakikasında sevgiliye atılan sms: kendimi ezik hissediyorum.
bir kendime baktım bir de annesi peşinde gelen 14 yaşındaki Sena'ya. elindeki canondan büyük lafıyla ben iki yıldır fotoğraf çekiyorum demezmi, annesi de güya şikayetçi, gözleri ışıl ışıl, herkes kızının çektiklerini överken. haftaya diğer iki lensini de getircekmiş küçük Sena.

hadi bakalım...




Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...