23 Eylül 2010 Perşembe

kriz

Birkaç yıl öncesine kadar benden 7 yaş küçük olan kız kardeşim benden iriydi, bööyyle kocaman elli, dokundu mu çürüten cinsten.

Annem hep derdi “sen 5 aylıkken ayrıldın da bu kız 1 yaşına kadar anne sütü içti” diye. Hep bu yüzden işte dedim, onun kemikleri gelişti ben böyle çelimsiz kaldım.

Meğer bizim kız bildiğin dombiliymiş, bir zayıfladı 2-3 yıl önce şimdi eşitiz artık…

Bu bilinçaltıyla sanırım kendimi çıtkırıldım bişi zannettim hep, anne sütü içmedim ya ilk bilmem kaç ay, hani şart ya illa, şimdi bangır bangır bağırıyorlar, bildiğin içime dokunmuş meğersem…

Lakin tek başıma yaşamaya başladığımdan buyana da şunu fark ettim, benim bünyem çok sağlam!

Mesela hayatımda hiç bayılmadım ben, öyle kan revan filan, hiç etkilenmem.
Bazıları vardır, “ay öğlen yediğim tavuk mideme dokundu, pek fenayım” diye gezer ortada, bana hiç bir şey dokunmaz, dokunsa da anlamam, anlasam da yediğim şeye yoramam. Yedikten sonra ne yediğimi unuturum gider zaten.

Zırt pırt hasta olmam. Kaç soğuk kış geçirdik İstanbul’da en fazla üst üste 3-5 kez hapşırmışımdır, o kadar. Bi de hapşırdıktan sonra böyle gözler sulanır, burun kaşınır filan ya “yaşasın ben de hasta olucam galiba” hissine kapılırım ama hemen geçer… Bazen de boğazım ağrıyor gibi yapar, hıh derim işte şişecekler sabah kadar sesim mesim kısılacak, ben de hasta olucam, ama sabaha kadar geçer o minnacık ağrı da.

Her türlü zor şartlara tepki vermeyen vücudumun acısını çıkardığı tek şey migren!

Karnımın aslında acıktığını, lodos estiğini, akşam iyi uyumadığımı, sinirimin bozuk olduğunu, canımın sıkıldığını o haber veriyor sağolsun. Allah var durduk yere ağrımıyor da anlıyorum acaba nerde bir yanlışlık var diye.

Bir de gelmeden haber veriyor, o iyi yanı işte. Tedbirimi almazsam “ee yapacak bir şey yok, benden söylemesi” deyip dayanıyor enseme. Sonrası.. biraz rahatsız…karanlık ve sessiz bir mekan, bazen bir serum şişesi, banyo falan filan…

Ama o yumruk var ya enseme yapışan, beni bitiren o işte. Acıdan ağlıyorum…

Bunları niye mi yazdım?

Dün güneşin göründüğü yarım saatte, dışarıda yürüyordum, pek de güzeldi püfür püfür. Sonra arabaya bindim..başım ağrıyacak.. aa neden ki derken radyoda İstanbul’da lodos olduğunu söylediler. Peki deyip hap aldım. Geçti. Akşam evde bir klozet/rezervuar krizi yaşandı ki sorma… akşam akşam sinirlerimiz bozuldu, hazırladığım sofra 3 saat masada bekledi. Benim ağrı gelmeye başladı yine, bu sefer niye diye sormadım... Neyse akşam yemeğimizi 22:30 gibi yedik de o da gitti sağolsun.

Sırf yarın tekrar gelmesin diye gece güzel uyudum. Bazen dadanıyor, birkaç gün ensemi bırakmıyor sonra.

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...