gittikçe umursamamaya başlıyorum. geri saymalar, yeni yılı karşılamalar, o an garip şeyler yapıp bütün yılı öyle geçireceğine inanmalar, istekler, listeler... her gece yattığımda aklımdan geçirdiklerim dışında söyleyecek birşey bulamıyorum, anlam yükleyemiyorum. en büyük önemi tatil sabahına kalkacak olmak bana göre, bu sene onu da anlayamadım ya.
kaç aydır hayretler içinde izliyorum, günün 9 saati tam karşımda oturan arkadaşımın anneliğe hazırlanmasını. aylardır her sabah yüzüne bakıp nasılsın diyorum, dün bunu dememle birlikte pıtır pıtır ağlaması nasıl içime dokundu. kimseye inandıramadığı, anlatıp da rahatlayamadığı, anlatamadığı, karşısındakinin anlayamadığı bir hal içinde. bebek iyiyse ne sorun olabilir diye düşünüyorum ama çok sorun var diyor, sorun kafamda, benimle, katlanamıyorum artık diyor.
hiçbirşey söyleyemeden, öylece bakmaktan, onunla beraber gözlerimin dolmasından başka birşey yapamıyorum. ne doktorum, ne hamileyim, ne anneyim... ne desem koca bir yalandan başka bir halt olmayacak, susup bakıyorum ona.
sadece dayan diyorum, başka çare yok, beklemek zorundasın. artık dayanamayacağım diyor, gözleri hep dalgın, hep dolu dolu... bir kadının karnında bebeğini büyütürken böyle sözler ağzından çıkması korkutuyor beni.
bu nasıl bir ruh halidir, bu ne biçim hormondur, insanın aklıyla nasıl bu kadar derinden oynar, inanamıyorum. hep sert, dayanıklı bildiğim arkadaşım bile bu hale geldiyse... korkuyorum.
insanın aklını kaybetmesi pamuk ipliğine bağlı derler.
2 yorum:
Umarım onu üzen şey neyse düzelir, keyifle bebeğine kavuşur. Hamileyken böyle olması çok üzücü.
hande, ben de öyle umuyorum, çok üzücü çok hem de
Yorum Gönder