iyi olmak ne kolay!
-nasılsın
-iyiyim, sen
-naber
-iyilik, senden
eğer fotoğraf makinamı kolye gibi taşımak istiyorsam iyi değilim demekki, pişman olmuşum işte yanıma almadığıma. saçlarım uzunken kısa, düzken dalgalı, dalgalıyken düz, kısayken ascık daha uzun olsaydı diye söyleniyorsam iç huzurum yok demekki, iyi değilim. saat olmuş bu saat hem de cuma, kime sorsam iyim der şimdi ama değil işte. onun da aklı bitse de gitsekte.
şu yaptığım işe hala konsantre olamadım ya sağa sola kulp takmam bu yüzden sanki. bir elif sırtımı pışpışlıyor, diğeri de müşteri dedektifi gibi tepemde, savsakladığım saatleri tutuyor. araya kaynak işler sokuyorum ki elim gitmesin, başlamayayım, -e başka işim var işte o yüzden bakamıyoruuum ki- diye kendim söyleyip kendim inanayım.
bi de şu suşişesi gözümün içine içine bakıyor, o boşalıyor ben doluyorum, içim lıkır lıkır. bazen tam ben bardağa suyu dolduruyorum şişe kafam çıkıyor fırt diye sağ alt köşeden. ayyy diyorum kalbimiz birmiş!
dün sabahki radyoda sorulan günün sorusuna da burdan yanıt verme hakkımı kullanıyorum. evimde bir kapı olduğunu farketsem ve açtığımda içinden ne çıkmasını isterim, bilir misin? bi oda daha çıksın işte, daha ne! heheehe
iyiyim ben iyiyim, sorarlarsa, adettendir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder