burda hayat öyle yumuşak ki, işe, mecburiyetten gidiyor olma hissi yok. herşey kolay çünkü, insani. insanlar yine bir yerlere yetişmeye çalışıyorlar ama hırla gürle değil, vapura bile gülerek koşuyorlar, heyecanla, ki kaçarsa bir sonraki çoook sonra.
kendimi güvende gibi hissettim, evimdeymişim gibi, sokaktaki her yüz tanıdıkmış gibi geldi. hepsi birbirine mi benziyor acaba diye düşündüm, çinliler gibi.
en çok milli piyango ve kazı kazancının bu caddede olduğuna eminim, almayanı dövüyorlar.
sanki ben küçükken bu cadde çoook uzundu, annem bi kolumdan çekiştirirken yürü yürü bitmezdi. şimdi kısalmış, çekmiş mi ne? hop diye bitti.
içimde bir uhde gibi burası; buradayken hem mutluyum, hem pişman, hem üzgün, hem kıskanç, hem yabancı, hem yerli. hem bir an önce çıkıp gelmek istiyorum, biraz fazla kalırsam ayrılmak çok daha zor olacakmış gibi, hem de her fırsatta gitmek istiyorum, havasını bile alsam yeter...