25 Şubat 2011 Cuma

internet explorer web sayfasını görüntüleyemiyor

bugün hiçbir .blogspot adresine ulaşamadım. umarım ki şirketim bana bir komplo düzenlememiştir...
nefes almalık bir burası var ondan da olmak istemem...
bir de online alışveriş siteleri tabi ki
nedense yeni keşfettim onları, şöyle 3-5 ay filan oldu. ne zevkliymiş yaahu.
ama kötü bir alışkanlık yapıyor, istiyorsun ki gittiğin mağazalarda da istediğin elbiseyi, eteği giyiversin biri, dönsün şööyle karşında, tamamsa koy sepete. askıda bişeye benzemiyorlar sanki...

hadi bakalım problem inşallah bugünlüktür diyelim, ttnettir sorumlusu diyelim, önümüzdeki haftasonuna bakalım...

24 Şubat 2011 Perşembe

dümdüz olsa hayat

sokaktaki direği de evdeki bardağı da karşımdaki insanı da aynı sevsem.dümdüz.
ah bu benim evimdeymiş diye ona çok anlam yüklemesem
kırıldığında da üzülmem dimi?

21 Şubat 2011 Pazartesi

"huzur"un anlamını -koca bir pazar evde pineklemek- olarak değiştiriyorum.itirazı olan?

































Beyoğlu'nun 7 kat dibi de Beyoğlu!

bi cumartesi gecemiz var dedik, hazır plan da yapılmış, geçen haftadan verilen sözler de birikti. daha ayağımızı atamadan, istikamet Yeniköy.

o ne pis bir otoparktır öyle, içeride işportacılar, değnekçiler var, öyle bir dünya yani. inmeye korktum, hadi dedim hadi, ben burdan 7 kat yukarı ne yürüyerek çıkabilirim, ne asansörle...hadi çıktık diyelim bunun bir de dönüşü var. girmek 40 dk ise çıkarken otoparkın içinde trafikte kalabiliriz.

böylece gül gibi plan gitti mi güme! gecenin 10 buçuğunda koca bir tabak mantı da yanımıza kar kaldı (!) içimizde duruyor

büyük umutlar bağladığım bu cumartesi de bööyle geçince, küçük şeylerle mutluluğu bulmak en mantıklısı. üstten hiç çıkmayan pijama huzurun ta kendisi.

hem de insanın yaratıcılığını geliştiriyor...
yok yok, esinlenme diyelim ya da baktım, aklımda kalan kadarıyla yaptım işte...







18 Şubat 2011 Cuma

maç günlerinde yaşlılık halimizi görür gibi oluyorum
























- masayı toplasak artık?
- top potadan döndü beea...

- üşüdüm sanki kombiyi biraz daha mı açsak?
- adamımsın ömeerr...

- şu balkondan atıcam kendimi amaa
- bi kere de at yahuu!
- ??!!???

16 Şubat 2011 Çarşamba

yerime biri bakabilir mi?

formalarıma geri döndüm, bu demek ki iyi değilsin elif!
aynı pantolon, aynı çizme, aynı koyu renk kazak/hırka. dolaba bakıyorum her sabah, oturuyorum karşısına. yine alttan alttan bulup o aynı şeyleri giyiyorum.

bi hırkam vardı, depresyon hırkası
ne giyersem giyeyim, üstüne illaki onu geçirip öyle gidiyordum işe.
geçen kış bittiğinde aldım karşıma
bak dedim
seni elden çıkarıyorum
git başkasının depresyonuna ortak ol
nasıl oluyorsa moralim kötüyken dolapta ondan başkasını gözüm görmez olurdu.

ben bi gideyim şu bir yıldır almaya niyetlendiğim pantolonu alayım. üşenmeyip bi denesem, bi giysem üstüme biliyorum ben de pantolon alabilirim. daha önce yaptım.
babet, kot - gömlek giyip çıkmalı dışarı ki, yine kabine doğru giderken bi üstüme bi de pantolona bakıp son anda vazgeçmeyeyim.
bi pantolon bulamıyorum kiii diye dolanıyorum ortalıkta ya,

ben varya ben tam sopalığım
kaşınıyorum
şu bilgisayarı fırlatsam şööyle tüm hıncımla
cam da kırılsa şangır şungur
bi bağırsam avaz avaz, ağız dolusu
çıkcak sanki içime oturan o öküz...

14 Şubat 2011 Pazartesi

hayatın ta kendisi zırvaları

bu hafta annem yanımdaydı
bu cuma bir arkadaşım anne oldu
bu pazar annemi özledim
bugün bir arkadaşım annesini kaybetti

hepsi bir umut işte
hepsinde bir gözyaşı

çok doluyum bu hafta
boğazımla göğsüm arasına bi öküz oturdu sanki
yutkundukça büyüyor
yutkundukça gözlerim doluyor

bu ne sevgi ne önem ne gurur...

bugün gördüm, kimsesiz bir cenaze sahibi, etrafına sesleniyor: bir el atın...
dün doğumgünümdü ya benim
bir annem, bir kardeşim, bir... bir...
yeter mi ki taşınmama...

7 Şubat 2011 Pazartesi

huzursuzluk musun nesin, çık içimden

karşılıksız sevgi ile sahiplenmenin yanında o çekingen halleri farkettikçe geliyor bu his. bir anda.

oysa çok mutlu olduğunu biliyorum. bu günler için aylarca beklediğini de biliyorum. ama hala alışamadı, bunun da farkındayım, eli kolu eskisi gibi uzun değil artık. eskiden o ütü yapınca dolabım toplanırdı, şimdi yatağın üzerinde kalıyor, gerisine karışılmıyor. hangi tavayı kullanayım diye bana soruyor. kullan işte birini dimi, kırk yıllık annesin, ben senden öğrendim hangi tavayı nerede kullanacağımı sen niye bana soruyorsun? işte bu anlarda huzursuz oluyorum, rahat mı edemiyor acaba diye. ama rahatsızlıktan değil, düşününce emin oluyorum biraz çekingenlik sadece. yarısı onun sayesinde oluşan bu düzenin, sanki bozulmayacak kuralları varmış da sınırlarında dolaşıyormuş gibi, diğer yarısını tanımaya çalışıyormuş gibi... 

ve bir pazar, mutfaktan gelen tıkır mıkır seslere uyanıp, kapıyı da açınca o mis gibi krep kokusunu almak yok mu...
bir de omuzların düşmüş bir cuma akşamı, asansörden aldığın yemek kokularının bizim evden geldiğini bilmek...

kapıya yazmak istiyorum.
EVDE ANNE VAR!

3 Şubat 2011 Perşembe

peki bu nereye kadar sürecek?

ben apartmana her girdiğimde posta kutusuna bakardım, eski arkadaşlarımdan mektuplar, yılbaşlarında tebrik kartları gelirdi. sonra sonra kartlar kesildi, mesajla tebrik edilmeye başlandım. bir mesajlaşma furyası aldı başını gitti. ama mektuplar az öz vardı işte. bir zaman sonra mektuplar da yerini maile bıraktı. ne kolaymış birbirimize ulaşmak dedik, mektup da neymiiş canıııım dedik, şimdi zarf kokusunu bile özleyeceğimizi bilmeden... sonra faysbuk diye bişi çıktı, eklediğim her eski arkadaş için aaa çok sevindim seni bulduğuma dendi, bazılarını kaybettim bile sayılmazdı, hani mektuplaşmıştık senle, hani ben hala saklıyorum ya, hani, hani diyemedim.



















şimdi posta kutuları bana sadece faturaları hatırlatıyor
telefonuma sadece bonustan ve bonus üyesi milyon tane mağazadan mesaj geliyor
mail = outlook = iş oldu

düşünüyorum da, nasılsın, neler yapıyorsun diyebileceğim kimse yok, herkesin ne yaptığını an be an biliyorum, bilmek durumunda kalıyorum.

bu olayı silsem mi hayatımdan diyorum, yerini ne doldurur acaba diyorum, tekrar mektuplar geri gelir mi diyorum, benim gibi düşünen birini bulup, onunla mektuplaşır mıyım yeniden diyorum.
diyorum.
diyorum.
sonra yine açıyorum sırayla...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...